DİSLEKSİ
- Normal ya da normal üzerinde bir zekaya sahip,
- Duyusal bir kusuru olmayan,
- Herhangi bir psikiyatrik ve nörolojik bir tanı almamış,
- Standart bir eğitim-öğretime rağmen kronolojik yaşına ve zekasına uygun paralellikte başarı gösteremeyen,
- Özel bir akademik alanda belirgin bir farklılığın varlığı (okuma, yazılı anlatım, matematik) ile tanımlanan,
- Çeşitli genetik ve çevresel etmenlerin rol oynadığı, biyolojik temele dayanan ve nöro-gelişimsel tanı alan bir farklılıktır.
Disleksi, akıcı okuma ve okuduğunu anlama sorunlarıyla kendini gösteren nörolojik temelli bir öğrenme farklılığıdır. Disleksinin temelinde sesleri fark etme, çözümleme, harfe dönüştürme, işitsel kısa süreli bellek ve otomatik patern sorunları vardır.
SINIFLANDIRMA
1. Hemisferin İşlevine Göre Sınıflandırma
Disletik bireyler hemisfer işlevine göre L ve P tipi olmak üzere iki başlık altında sınıflandırılabilmektedir. Bu sınıflandırmada önemli olan disletik sorunların kaynağıdır.
Buna göre sağ hemisferde gerçekleşen farklılıklar L tipi olarak adlandırılırken, sol taraftaki farklılıklar ise P tipi olarak adlandırılmaktadır. Ayrıca “L tipi disleksinin özelliği, dil becerisinin baskın oluşu ve görsel – uzamsal becerilerin geri kalmış olmasıdır. P tipi disleksinin özelliği de, kişinin görsel-algısal becerilerinin baskın oluşu, buna karşılık dil becerilerinin bastırılmış; yani geri kalmış olmasıdır”(Şimsek,2014).
- İşitsel Disleksi (L Tipi / Linguistik / Dil Tipi)
- Harflerinin öğrenilmesinde güçlük.
- Okunan kelimelerin hatırlanmasında güçlük ya da hatırlayamama (bellek sorunları).
- Kelimeleri bir bütün olarak okuyamama.
- Okuma sırasında kuralları uygulamama.
- Görsel Disleksi (P tipi /Perseptüel/Algısal Tip)
- Okumada tüm kelimeleri sık sık tersine çevirme.
- Harfleri tek bir kelimeyle karıştırma.
- Düzenli olarak “b” harfini “d” ve “n” harfini “u” olarak okuma gibi harf karıştırma hataları yapma.
- Okumayı sınıf seviyesine göre oldukça geç öğrenme.
- Çok yavaş okuma.
- Satırlar arasında kelimeleri değiştirir örneğin üst satırdan bir kelimeyi mevcut satıra ekleyerek okuma.
2. Başka bir sınıflandırma ise disleksi, gelişimsel ve sonradan edinilmiş disleksi olarak üzere iki alt başlıkta ele alınmaktadır.
- Gelişimsel Disleksi
- Belirlenmiş beyin hasarı olmadığı hâlde okumanın öğretilmesi sırasında ortaya çıkan, yeterli eğitim ve çevreye rağmen gelişen ve çocukluktan itibaren yaşanan, biyolojik kökenli bir güçlük olarak tanımlanmaktadır.
- Sonradan Edinilmiş Disleksi
- Okumayı öğrenmiş kişilerde beyin hasarına sonucu bilişsel süreçlerin zarar görmesi ya da tamamen yok olması sonucu ortaya çıkan okuma güçlüğüdür. Yüzeysel ve fonolojik disleksi olarak ikiye ayrılmaktadır.
3. Algısal Temelli Sınıflandırmalar
Algıda yaşanan problemler üzerinde durulan bu sınıflamada disleksi görsel, işitsel ve karma disleksi olarak üç alt başlık altında incelenir.
DİSLEKSİ BELİRTİLERİ NELERDİR?
- Yaşıtlarına oranla geç okuma, okumaya karşı isteksizlik.
- Okuma hızında yavaşlık ve akıcılık eksikliği.
- Harfleri , temsil ettikleri seslerle ilişkilendirmede güçlük.
- Okurken harfleri karıştırma.
- Okurken harf, hece atlama veya ekleme.
- Kelimenin sonlarını uydurarak yuvarlayarak okuma.
- Okuduğunu anlama ve anlatmada güçlük yaşama.
- Başkasının okuduğundan daha iyi anlama.
- Kelimeleri hecelemekte ya da seslerine ayırmakta zorlanma.
- Sözcükleri doğru telaffuz edememe.
- Sözcükleri, harflerinin yerini değiştirerek söyleme.
- Gördüğü ses sembolü ya da sözcükleri ters okuma ya da yazma.
- Yetersiz sözcük dağarcığı.
- Birbiri ile kafiyeli kelimeleri fark etmekte zorlanma.
- Kelime ve kavramları karıştırma veya hatırlamakta güçlük.
- Hızlı yönergeleri veya birden fazla sıralı yönergeyi anlama güçlüğü.
- Okuduğu ya da dinlediği bir hikayeyi özetlemede zorlanma.
- Yüksek sesle ve grup içinde okumaktan kaçınma.
Psikopedagojik Değerlendirme
Bu değerlendirmede bilişsel, akademik, nöropsikolojik işlevler incelenir.Değerlendirmede anne, babayla ,çocukla, okul rehber öğretmeniyle görüşülür. Hangi alanlarda bozukluk olduğunu saptamak amacıyla çeşitli test tekniklerinden yararlanılır. Bu inceleme sonuçları vakanın hem yetersiz hem de güçlü olduğu alanları ortaya çıkarır, hangi sorunlara psikopedagojik terapi uygulanacağına karar verilmesini de sağlar. Yapılan pek çok çalışmada öğrenme bozukluğu alanında en sık kullanılan ve tanı değeri belirlenen testler arasında WISC-R, Frostig Gelişimsel Algı Testi, Peabody başta gelmektedir.(Korkmazlar,2003).